Kendimize bir isim arayışındayken, Mihaly Csikszentmihalyi'nin akış (flow) kavramından çok etkilendik. 1900'lerin başlarından itibaren endüstride ve psikolojik araştırmalarda rol oynayan en önemli kavram zekâ ya da IQ oldu. 

​

Ancak 70'li yıllardan itibaren IQ'nun yanı sıra duygusal zekâ gibi kavramları da içeren yetkinliklerin ölçümü önem kazandı. 

IQ ve EQ'nun birleşimi insan davranışlarını daha iyi anlama ve değerlendirme konusunda geçerli ve güvenilir bir veri üretmeye yönelik bir dönemin başladığını gösterdi. 

​

Bu dönemin ardından pozitif psikoloji akımı, insanların güçlü yönlerine odaklanarak iyi oluş halini incelemeye başladı ve bu süreçte "flow" veya akış kavramı çok öne çıktı. 

Akış (flow), insanların becerileri ile verilen işin denk düştüğü noktada ortaya çıkan ve kişiyi mutlu, verimli ve anlamlı hissettiren bir deneyim olarak tanımlanıyor. 

​

Biz de IQ paradigması ve EQ paradigması sonrasında hem bireyler hem kurumlar için yeni bir dönemin başladığını ve bizim de bu dönemin öncülerinden olmamız gerektiğini düşünerek adımızı Akış zekâsı anlamına gelen FlowQ koyduk.